bu bir hayal değildir














Anılar arasında dolaşırken küçük bir çocuğa rastladım. Dikkatle bakınca farkettim ki, o çocuk bendim. Oyuncaklarıyla oynarken kendi kendine konuşuyordu, dublörlük yapıyordu onlara. "Ne şizofrenik bir çocukmuşum." diyerek bir süre izledim. Gözlerimi kısarak inceledim çocuğu. Evet, bu işi yapsa yapsa o yapabilirdi.

Usulca yaklaşıp saçlarını kavradım. Korkuyla yüzüme baktı. Gülümsedim, "Korkma ufaklık, ben yabancı değilim" dedim. Rahatlamıştı, hemen inandı bana. Kendisiyle karşı karşıya olduğunu hissetmiş olmalıydı. Özür dileyerek başını okşadım. Uzatmak istemiyordum, "Fazla vaktini almayacağım" diyerek eline silahı tutuşturdum. Tuhaf bir refleksle sıkı sıkıya kavradı silahı. Soğukkanlılığını koruyordu.

"Senden hayallerimi öldürmeni istiyorum." dedim, "Bunu sadece sen yapabilirsin."

Alaycı bir yüz ifadesiyle bana baktı. Sonra silaha baktı gülerek. Ani bir ciddiyetle tekrar yüzüme bakarak,

"Sen buraya gelmekle hayallerini zaten öldürmüş oldun." dedi.

Şaşırdım, "Nasıl yani?"

O anda silahı kafasına dayayıp tetiği çekti. Patlayan kafatasının içinde bir kağıt parçası ilişti gözüme. Üstünde şu not yazılıydı:

'Bu bir hayal değildir.'