popüler vicdan anlayışı

Vicdan…

Ne kadar aşağılayıcı bir duygu. Hatta duygu bile değil, sahne gösterisi! Çok mu sert konuştum? Hayır, aslında siz alışkınsınız benim bu katı hallerime. Bilirsiniz, ruhsuz herifin tekiyim ben. Böyle üstüne basarak konuşmayı seviyorum. Çünkü ne zaman elastik konuşsam, işinize geldiği gibi yorumlayıp paçavra ediyorsunuz sözlerimi. O yüzden acımasız konuşmak zorundayım. Ne de olsa vicdan denen ‘şey’i eleştirmek için buradayım. Şimdi öfkeyle sırtlanıp buralara kadar taşıdığım şu ağır sözcükleri yerlere saçma zamanı; iyi dinleyin.

Bir insana acıyarak, onu azarlamış olursunuz. Vicdan, bir azarlama şeklidir. Utangaç, korkak ve samimiyetsiz insanların tarzıdır vicdan. O masum görünen suratlarınızı, oyun sahnesinin dekoru olarak kullanarak etrafa köpüklü sözcükler saçmayı kesin artık!

Gerçekçi olun. Yürekli olun…

Vicdan, empoze ettiğiniz gibi masum bir şey değil; kimi kandırıyorsunuz? Merhamet ettiğiniz insanların hiçbirini sevmiyorsunuz. Merhametinizle boğarak öldürüyorsunuz sevgi denen şeyi. Peki, siz kim oluyorsunuz?

Siz kim olduğunuzu çok iyi biliyorsunuz aslında. Suratınıza taktığınız o ‘masum insan’ maskesinin ardındaki kafaların içinde ne tilkiler döndüğünü çok iyi biliyorsunuz; söyletmeyin beni.

Şimdi gidin ve o önüne bozuk para atarak egolarınızı gıdıkladığınız dilencilerden özür dileyin. O dilencilerin hepsi sizi lanetle anıyor, hepsi sizden nefret ediyor. Onları güçsüzleştirdiğiniz için, zavallılaştırdığınız için sizi affetmeyecekler. Ne çiçekçi kadın, ne mendil satan çocuk; hiçbiri sizi sevmiyor.

Hepsi bu. Şimdi dağılın…